Son dönemlerde neredeyse hayatımızın her alanında duyduğumuz küresel ısınma ve iklim değişikliği kavramları gün geçtikçe daha tehlikeli bir hal almaktadır. Yaklaşan tehlikelerin ne olduğunu anlamak ve bu tehditlerle mücadele etmek insanlığın ortak problemi haline gelmiştir.
Küresel ısınma sanayi devriminden beri özellikle fosil yakıtlarının kullanımının artmasıyla doğru orantılı bir şekilde tehdit şiddetini de arttırmaktadır.
Günümüzde sanayileşme, kentleşme, orman tahripleri ve diğer beşerî unsurlarla birlikte doğal sera etkileşiminin kuvvetlenmesi ile atmosferin alt tabakalarında sıcaklık artısı meydana getirmektedir bu durum iklim değişikliğine yol açmaktadır. Bu değişim sadece iklim değişikliğiyle kalmayıp fauna ve flora yapısını ve Dünyanın geleceğini de tehdit etmektedir.
Dünyanın birçok noktasında iklim değişikliğinin sonuçları gün yüzüne çıkmaya başlamıştır.
- Avustralya’da yaşanan büyük orman yangını ve binlerce insanın hayatına mal olan yüzbinlerce insanın yasam biçimini etkileyen doğal afetler iklimsel değişimin sonucu olarak gösterebiliriz.
İklim değişikliğinin insan sağlığı üzerinde yarattığı etkilere sağlık sektörü açısından bakıldığında ise:, bulaşıcı hastalık risklerinin artması sebebiyle olumsuz etkilenmektedir.
İklim değişikliğinin yaşam alanları üzerinde yarattığı baskıdan da insan sağlığı faktöründe olduğu gibi en çok kırılgan nüfusun yaşadığı kendin daha dirençsiz yaşam bölgelerinin etkilendiği görülmektedir. Bu alanların kentin diğer bölgelerinden görece daha dayanıksız konutlarda yaşadığı, teknik altyapısının daha yetersiz olduğu, kentsel hizmetlere erişimde de daha kısıtlı mekanlara ve imkanlara sahip oldukları görülmektedir. İklim değişikliği sebebiyle ekstrem sıcak ve soğuk günlerin yaşanması, aşırı yağışlar ve fırtınalar bu yaşam alanlarındaki konutların daha dirençsiz hale gelmesine sebep olmaktadır.
İklim değişikliğinin insan üzerindeki etkilerinin azaltılması üzerine farkındalığın artması da toplumun iklimle uyumlu dönüşümünde önem arz etmektedir.
Bu gidişata son vermek ve daha yaşanılır bir Dünya elde edebilmek için mücadele etmek yine insanlara düşmektedir. Bu konu üzerine toplum farkındalığının artmasında toplumun etik değerleri ve sosyal bilincin önemli bir etkisi vardır. Farklı toplumsal grupların iklim farkındalığını arttırmak üzerine bir araya gelmesi konunun küresel öncelikli mesele olarak ele alınması ve ulusal, toplumsal ve bireysel olarak mücadeleye teşvik etmesi gerekmektedir.
Bunun için yerel yönetimlerde, üniversitelerde, vakıf ve derneklerde insanları tasarrufa teşvik etmeli küresel ısınma ve iklimsel değişimlerle ilgili konferans, panel, söyleyişi ve seminerler yapılmalıdır bu insanoğlunun geleceği ve dünyanın sürdürülebilirliği acısından son derece önemli ve toplumsal bir vazifedir.
Daha yaşanılır bir Dünya bizim elimizde!